9 Ekim 2011 Pazar

HayaT


YAŞ 5 
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
… 
YAŞ 12 
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13 
Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
YAŞ 15 
Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
YAŞ 18 
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
YAŞ 24 
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
YAŞ 33 
Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
YAŞ 36 
Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
YAŞ 38 
Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
YAŞ 41 
Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
YAŞ 44 
Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim.
YAŞ 46 
Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
YAŞ 49 
Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.
YAŞ 50 
Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
YAŞ 53 
İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
YAŞ 55 
Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 64 
Mutluluğun parfum gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
YAŞ 70 
İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
YAŞ 82 
Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 90 
Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
Yaş 95
Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.
Dün sabaha karşı kendimle konuştum. 
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı. 
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum…
Özdemir Asaf

Hiç yorum yok: