Günün getirdiği noktada bilinçaltımız; mutluluğun reçetesinin para olduğuna dair onlarca dış etkenin tacizine uğramakta iken insanların para için her şeyi yapabilecek noktaya gelmesini çok garipsemiyorum.
Gerek görsel gerek yazılı medyada, gerek eğitim alınan kurumların tümünde akademisyen adı verilen insanlardan dahi, gerekse ebeveyn ve bilumum sülale üyesi tarafından ilkokula başlayan bünyenin yüksek dozda para getiren bir meslek sahibi olması gerektiğine dair tecavüz başlıyor.
Bir başarı öyküsü olarak anlatılan yüzlerce hikayenin hepsinde ya bir ceo, ya da gübrenin içinden çıkıp bugün altın musluklardan akan suda yıkanan zenginleri görüyoruz.
Bu bahsi geçen kişiler ve olaylar tecavüz kısmı, magazin ise bu tabloda porno figürü. Son yılların gözümüze soktuğu Acun’un çıkıp:” erkekler paramı kıskanıyorlar o yüzden beni çok sevmiyorlar” açıklamasını yapması birçok şeyi anlatıyor aslında. Paranın yalnızca sahip olunduğunda yani kullanılmadan dahi getirdiği imkanlar o kadar çok ki insanların kıskandığı bu imkanlar olsa gerek. Malikanelerde yaşayan iş adamlarının araba koleksiyonları..
Uç örnekleri geçelim. Herkesin elinin altındaki facebook. Fotoğraf albümleri ego törpülerinden başka bir şey değil. Her yeni albüm yeni bir hayat. Türkiye’de çekilse yüzüne bakılmayacak fotoğrafların maddi olanaklara göre; gidilen her şehir veya ülkede çekildiği zaman onlarcasının paylaşılması. İlişkilerin en güzelini yaşadığını, yemeklerin en güzelini en güzel yerde yediğini, okulların en güzelinde okuduğunu kendine inandırmaya çalışan insan siluetleri.Profesyonel fotoğraf makinalarının tüketiminin bu kadar artması da bunun bir sonucu değil mi? Üstelik mobil paylaşımlarda telefonun markasını dahi gösteren bir facebook. Pompala pompalayabildiğin kadar.
Pompa demişken. Pompaya devam sloganıyla hayatımıza giren kaybedenler kulübünde kafa kıran felsefeler, yalnızlık öyküleri.. Ben gibi birçoğumuzun hayatını derinden etkilemiştir eminim. Ancak filmde karakterlerin para sıkıntısı olmadığına dikkat ettiniz mi? Sıkıntı bir kenara para içinde yüzüyorlar.
Adamın biri bir kağıt basıp ona bir değer biçiyor ve insanların sevdikleri için dilediği şeylerin başında bu kağıt geliyor. “yeni yılda bol para diliyorum” vs.
Mutlu olun, çok değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder